Tüketim Çağında Ergenlik 

 

Medya denilince öncelikle televizyon, internet, cep telefonları, gazeteler, radyolar ve dergiler gibi iletişimi gerçekleştiren araçlar akla gelirken, medya;  kitle iletişim olgusunu gerçekleştiren teknolojik araçları kapsamaktadır. Günümüzde iletişim teknolojilerinin en önemli parçasını televizyon ve internet oluşturmaktadır. Gündelik yaşamın sorunları ve hedef kitlenin ilgi alanları üzerinden politikalarını oluşturan ve bunu sermayeye dönüştüren iletişim kuruluşları, her yaştan bireylerin davranışları, duyguları, algıları, yönelimleri üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Bunlardan en çok etkilen, kullanılma potansiyellerini uygun topluluk ergenler ve bilinçsiz aileler oluşturuyor. Bu dünyada ergen için “televizyon çocuğu” ve “bilgisayar çocuğu” nitelendirmeleri kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde ergenlerin; duygu, düşüncelerinde, yaşam tarzlarında ve yaşama kültürünü şekillendirmede büyük bir paya sahip olan medyanın tüketim üzerindeki etkilerine bakacağız.

Televizyon ve internet içerikleri ergenlerin duyusal, bilişsel ve sosyal gelişimleri açısından sorunlar ve riskler taşımaktadır. Konuyla ilgili çalışma yapan araştırmacılar televizyon ve internet içeriklerinin ergenlerin kitap okuma alışkanlığı ve kültürünün kaybolmasına neden olduğu ekran karşısında hazırlanmış paketlenmiş imgeler ve hayallerle uzun zaman geçirmelerinin onları kendi hayallerinden uzaklaştırarak körelttiği, şiddet ve tüketim kültürünü yaygınlaştırdığına dikkat çekmektedirler. Bu durum ergenlerinin iletişim biçimini değiştirerek yüz yüze iletişim yerine dolaylı sanal olan iletişime asosyalleşmeye, toplumdan yavaş yavaş kopmaya, yalnızlığa itilmesi ve bunlarla beraber ergenlerde birçok psikolojik sorunların çoğalmasına ve tetiklemesiyle sonuçlanmaktır. Gelişim kültürüne bağlı olarak daha hazır ve hemen ulaşabileceği olumlu olumsuz görselliğe dayalı popüler kültür unsurlarının ön plana çıkması tüketmeye maruz, tüketici kültürü oluşturmayla sonuçları getirmiştir. Ergenler gelişim süreçlerine bağlı olarak vücutlarıyla daha çok zaman geçirip neredeyse tüm dikkatlerini bu noktada harcarlar. Ergen kültürü, tüketim kültürünün parçası olarak inşa edilmekte, giyimden kitaplara, ilişkilerden, vücut imajlarına, aile yapısından, popüleştirilmiş kültüre kadar her şey endüstriyel sistem tarafından üretilip ergenlerin tüketimine en güzel haliyle sunmaktadır.

Bu bağlamda bir toplumun kültürel ve ekonomik olarak ilerlemesi, gelişmesi, yaşam standardı ve zenginliğinin artması, üretici ve yaratıcı bir kuşakların yetiştirilmesi, çocuklara vereceği önem ve eğitim ile mümkündür. Çocuk eğitimine verilen eğitim ne kadar kaliteli ise o ölçüde de teknolojik, ekonomik ve kültürel olarak o ülkenin gelişimine olanak tanıyacaktır. Tüm bunların yanı sıra medyayı eleştirebilen doğru okuyabilen, gördükleri ve izlediklerini sorgulayabilen yorumlayabilen, yorumlayıp içselleştiren, analiz ve sentez kabiliyeti gelişmiş bir kuşağın yetiştirilmesi önem arz etmektedir.

Mustafa Kemal ATATÜRK: “Gençler! Cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

 

 

 

YAZAR: MEHMET KESKİNBIÇAK

Merhaba ben Uzman Klinik Psikolog Mehmet KESKİNBIÇAK. Psikoloji lisansımı Kıbrıs Uluslararası Üniversitesinde (2019) ‘ da bitirdikten sonra akabinde Yakındoğu Üniversitesi tezli yüksek lisansı (2021)’ inde bitirdim. Lisans stajımı Şanlıurfa devlet hastanesinde ( Çocuk zeka testleri ve ergen aile aralarındaki iletişim üzerine çalışmalar yürüttüm). Yüksek lisans stajımı Yakındoğu üniversite hastanesinde ( Terapötik ilişki kurma, terapi süreçlerini yönetme, yapılandırılmış yetişkin testleri ve patolojik hastalıkların kriter ve tedavisine) yönelik çalışmaları başarılı bir şekilde yaptım. Üniversite zamanında değişik dershanelerde ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik (Zaman yönetimi, planlı ders çalışma, ergenlerde ikili ilişkilere yönelik rehberlik ve danışmanlık yaptım). Bir yıl boyunca TSK bünyesinde Psikolog olarak (Sosyal uyum, madde kullanıma yönelik tedavi, aile ve ikili ilişkilere yönelik problem çözümü, iş ortamı sorunları ve bazı patolojik sorunlarına yönelik çalışmalar yürüttüm). Şuan yüz yüze ve online olarak hem yurt içi hem de yurt dışında  ( Yetişkin, Ergen, Aile Ve Çift alanlarında terapi hizmeti vermekteyim). Bunun yanında Özel eğitim alanında özel bir kurumda psikolog olarak çalışmaktayım.

Aldığım terapi eğitimi Prof. Dr. Şükrü Oğuz’ dan Bilişsel Davranış Terapi eğitimini aldım. Uzm. Klinik Psikolog İrem Yavuz’ dan Cinsel Terapi eğitimini aldım. Uzman Klinik Psikolog İzzet Özer’ den Şema Terapi, Kabul Ve Kararlılık Terapi eğitimini. Uzm. Klinik Psikolog Dilan Yelörgü’ den Çift Ve Aile Danışma Eğitimi, Stres Yönetimi Eğitimi, MMPI Çoklu Kişilik Testi ve Yapılandırılmış Yetişkin Testleri eğitimi yanında Wisc-r Çocuk zeka Testi eğitimi aldım. Lisans ve yüksek lisans dönemlerimde sosyal farkındalık uyandırılmak üzere kurulan kulüpler de yönetici ve aktif üye olarak görevler aldım. Hobilerim olarak Yoga yapmak, vücut geliştirme sporu, kitap okuma, doğa yürüyüşleri, kamp yapmak, kalimba çalmak gibi faaliyetler yapmaktayım. Daha fazla bilgi için bana ait olan web sitemi ziyaret edebilirsiniz. www.psikoyogi.com

Aldığım eğitimler, katıldığım konferanslar, kongreler, araştırmalarım ve çok değerli hocalarımda öğrendiğimi; terapi sırasında samimi ve içten kurulan terapi ilişkisinin, terapist tarafında gerçek anlamda uygulanan empatinin ve danışanın özgürce her şeyin konuşulabildiği terapi ortamın oluşturulmasının iyileştirici birçok özelliği olduğunu öğrendim.