İlk At Binicileri: Yamnayalılar

Yamnayalar, dünyanın bilinen en eski at binicileri olabilir.

Kazılan insan iskeletlerinden yola çıkan araştırmacılar; Yamnayaların yaklaşık 5.000 yıl önce ata bindiğine işaret ediyor.

Fotoğraf: Jennifer Murray

Yeni bir araştırmaya göre; kadim Yamnayalara ait birkaç iskelet, onların yaklaşık 5000 yıl önce ata binmiş olabileceklerine dair işaretler taşıyor. Bu argüman, şimdilik Yamnaya halkını bilinen en eski at binicileri yapıyor.

3 Mart’ta Bilimsel Gelişme için Amerikan Birliği’nin yaptığı Yıllık Toplantı’da araştırmacılar, MÖ 3000 ila 2500 yıllarına ait beş iskeletin inceledi ve Yamnaya bireylerinin sık sık ata binmiş olabileceğine dair bariz fiziksel stres belirtiler gösterdiğini ifade ettiler.

Beş bin yıl önce Yamnayalar, Hint-Avrupa dillerini yayarak ve insan gen havuzunu Avrupa ve Asya’da değiştirerek geniş çapta göç ettiler. Yolculukları günümüz Macaristan’ından Moğolistan’a kadar yaklaşık 4.500 kilometrelik bir alana uzanıyordu. Üstelik, bu yolculuğun sadece birkaç yüzyılda gerçekleştiği düşünülüyor.

Bu konuya dair Helsinki Üniversitesi’nden arkeolog Volker Heyd ‘’Avrasya’nın tarihini Yamnayalar birçok yönden değiştirdi,’’ diyor.

Atı evcilleştirme ihtiyacı, MÖ 3500 civarında yaygınlaşmaya başladı. Sebebinin muhtemelen süt ve et için olduğu düşünülüyor.

Fotoğraf: Mark Spiske

Bazı araştırmacılar ise günümüz Kazakistan’ında yaşamış olan Botai halkının o dönemde ata binmeye başladığını öne sürdü, ancak bu tartışılmaya devam ediyor çünkü Yamnayaların da atları vardı ve arkeologlar, insanların muhtemelen onlara bindiğini tahmin ediyorlardı. Buna rağmen kanıtlar yetersizliğini koruyordu.

Ancak ata binmenin bilinen en eski tasvirleri yaklaşık MÖ 2000 yılına aittir. Bu davranışın ne zaman ortaya çıktığını belirlemeye yönelik karmaşık çabaların yanı sıra, olası binicilik teçhizatının çürümüş doğal malzemelerden yapılmış olması bilim insanlarının o zamana ait tam at iskeleti bulma olasılıklarını düşürüyor.

Bologna Arkeoloji Kent Müzesi’nde bulunan bir tasvir.

Ata binmenin en erken tasvirleri yaklaşık 4.000 yıl öncesine dayanıyor, yine de yeni bir araştırma bazı Yamnayaların yaklaşık 1.000 yıl önce ata bindiğini gösteriyor. MÖ 1300 civarında inşa edilen Mısır’daki Horemheb mezarından alınan görseldeki kireçtaşı kabartması, Yamnayaların kullanmış olabileceği eyersiz bir binicilik tarzını tasvir ediyor.

Helsinki Üniversitesi’nden Martion Trautmann, Volker Heyd ve meslektaşları yaptıkları incelemelerde, aslında biniciliğe dair kanıt aramıyorlardı. Dönemin insanlarının hayatlarının her yönünü anlamak için ‘’Tarih Öncesi Avrupa Üzerindeki Yamnaya Kültürü’nün Etkisi’’ adlı devasa bir proje üzerinde çalışıyorlardı.

İlk at binicilerinin hikayesi, kadim Yamnaya halkının kemiklerinin üzerine yazılmış olabilir.

Biyoantropolog Martin Trautmann; Romanya, Bulgaristan ve Macaristan gibi ülkelerden çıkarılan 200’den fazla insan iskeletini değerlendirirken bir kişinin uyluk kemiğinde daha önce başka kazılarda da gördüğü benzer belirgin özellikler fark etti. O kişinin hemen ata binmiş olabileceğinden şüphelendi.
Trautman, ısrarcı tavrını sürdürdü. Eğer bu tek bir kişiye ait bir vaka olsaydı muhtemelen incelemeyi bırakırdı; ancak iskeletleri incelemeye devam ederken birçoğunun aynı özelliklere sahip olduğunu fark etti.

Trautmann, keşfi için “Bu bir nevi sürprizdi” diyor.

Heyd ve meslektaşları, tüm iskeletleri, binicilik sendromu olarak adlandırılan, ata binmenin daha önceki araştırmalarda belgelenmiş altı fiziksel belirtisinin varlığı açısından değerlendirdi.


Bu belirtiler, bir ata tutunurken bacakları açarak oturmanın biyomekanik stresten kaynaklanabilecek pelvis ve uyluk kemiği izlerindeki belirtilerin yanı sıra, düşme nedeniyle oluşabilecek yaralanmalardan kaynaklanan iyileşmiş omur hasarını da içeriyordu.


Ekip ayrıca iskelet özelliklerinin önem derecesini, muhafaza şeklinin ve başka olaylarla bağlantılı olmasını, hesaba katmak için bir puanlama sistemi oluşturdu.
Trautmann, “Kemikler yaşayan dokulardır” diyor. “Yani her türlü çevresel uyarana tepki veriyorlar.”


Heyd’e gelince, Yamnaya’nın atlara bindiğinden zaten uzun süredir şüphelendiğini söylüyor: “Artık kanıtımız var.”


Çeviren: Mesut Keskinbıçak